Your eyes - GÖZLERIN

Where the hopes flame up and go out - Düşlerin parlayıp söndüğü yerde
Meeting with you an afternoon - Buluşmak seninle bir akşam üstü
The hopeless songs are a half-done melody on my lips - Umarsız şarkılar dudağımda bir yarım ezgi
To take shelter, take shelter in your eyes an afternoon - Sığınmak, gözlerine sığınmak bir akşam üstü

Your eyes are a scream, a wounded shout - Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış
Tonight your eyes are a ship passing from too far away - Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi

When a forest is snowed under a night - Bir orman bir gece kar altındayken [bad word] like a child,giddy with you - Çocuksu, uçarı koşmak seninle
To find your hand in mine then lose,lose - Elini avcumda bulup yitirmek, yitirmek
To take shelter,take shelter in your hands a night time - Sığınmak, ellerine sığınmak bir gece vakti

Your hands are a seagull,fussy and timid - Ellerin bir martı, telaşlı ve ürkek
Your hands are a white canvas flaping in storm - Ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken

Leaving a city in this way - Bir kenti böylece bırakıp gitmek
With one thousand worry, numerous question in you - İçinde bin kaygı, binbir [bad word] An [bad word] song is a half-done melody on my lips - Bitmemiş bir şarkı dudağında bir yarım ezgi
To take a shelter, take a shelter in songs a lifelong - Sığınmak, şarkılara sığınmak bir ömür boyu

Your eyes are a scream, a wounded shout - Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış
Tonight your eyes are a ship passing from too far away - Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi
Your hands are a seagull,fussy and timid - Ellerin bir martı, telaşlı ve ürkek
Your hands are a white canvas flaping in storm - Ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken